Şimdi şöyle, eskortların saat ve seans olarak ayrılıyor bir de geceliğimiz var bizim. Saatim TL'idi, seansım TL'idi. Bir de müşteri geliyor atıyorum gece 11'de, sabah 8'de çıkıyor. O zaman da gecelik TL para alıyorsun. Ben en fazla müşterimden TL almıştım. Ama günde bazen müşteriyi geçtiği oluyordu. Bir günde TL ciro yaptığımı bilirim. Ama şöyle de bir şey var: Gelen müşteri atıyorum TL veriyor saatine ama senden ekstra şeyler istiyor. Atıyorum kondom kullanmak istemiyorum diyor, ekstra 50 TL alıyorsun mesela ya da cimcif istiyor, ondan ekstra TL alıyorsun. Bunlar tamamen sana kalmış. Aylık 30 - 40 bin TL'yi buluyor. Senin çalışmana bağlı o. Hiç es vermeden çalışırsan regl gününe kadar güzel para kazanıyorsun. Regl olduğumuz zamanlar çalışamıyoruz tabii o günkü ciro da gidiyor. Tabii şöyle de bir şey var, bazı sapıklara diyorsun ki ben regliyim bugün çalışmıyorum diyorsun. Benim için hiç fark etmez deyip senin regl olduğun gün birlikte olan erkek oluyor. O gün de günü kurtarıyorsun. Ben hiç zevk almadım, zevk alıyorum diyene de gerçekten şaşarım. Etkilenmen lazım. Ben o kadar erkekle birlikte oldum ama hiçbirisinden etkilenmedim, hiç orgazm olmadım. Çünkü iş gibi bakıyorsun. Hani sabah kalkarsın hazırlanırsın, işe gidersin ya benimki de o hesap. Kalkıyordum, hazırlanıyordum, işime gider gibi gidiyordum. Gelenlere çok güzel davranıyordum kendi evlerine geliyormuş gibi, sanki sevgilisinin yanına geliyormuş gibi davranıyordum. O kapıdan girdiği anda ben o kılığa bürünüyordum yani eskort kılığına bürünüyordum. O gidene kadar Eskort ile sex yapmak şekilde rol yapıyordum. O gittikten sonra zaten Allah belasını versin diyordum arkasından. Bu meslekte seçme gibi bir şansın yok. Yaşlısı da geliyordu, çirkini de geliyordu, kokanı da geliyordu. Çok midem bulanıyordu. Hatta bazen dişlerimi sıkıyordum bir an önce gitsin diye. O gittikten sonra bütün ev, üstüm başım sanki o kokuyordu. Ama yapabileceğin hiçbir şey yok. İşini bitirmesini bekliyorsun, o 1 saatin bi şekilde geçmesini sağlıyorsun. O gittikten sonra duşa giriyorsun, vücudunu yıkıyorsun, her yere oda kokusu sıkıyorsun, kendine deodorant sıkıyorsun. Bir tane adam vardı hiç unutmuyorum. O kadar çok terliyordu ki, o ter damlalarının gözlerimin içine girip gözlerimi yaktığını bilirim. O kadar zordu yani. Hazırlıyorum aslında onları çünkü ilk defa birisiyle birlikte olacak. Bunun da kötü olmaması lazım. Cinsel ilişkiye girmeyi asla Eskort ile sex yapmak. Her şeyi sen yönlendiriyorsun. Bu böyle olacak, şu şöyle olacak diyorsun. Elini oraya buraya koyuyorsun, ona pozisyonlar öğretiyorsun. Sanki bir öğretmen gibibir öğrenciye ders verir gibi öğretiyorsun.
Zazacayı dilbilimsel olarak inceleyip detaylı analizini yapan ilk araştırmacı Alman dilbilimci Oskar Mann'dır. 1905/1906 yıllarında Prusya Bilimler Akademisi tarafından batı İrani dillerinin dokümantasyonu ve dilbilimsel analizi için görevlendirilen Oskar Mann Bingöl ve Siverek bölgelerinde kapsamlı Zazaca derlemeler ve dil kayıtları gerçekleştirmiştir. Zazacayı ses bilgisi (fonetik), biçim bilgisi (morfoloji), sözcük bilgisi (leksikoloji), kökenbilgisi (etimoloji) açılarından inceleyen Oskar Mann yaptığı araştırmaların sonucunda Zazacanın Farsça ya da Kürtçenin bir lehçesi olmayıp başlı başına ayrı bir dil olduğunu tespit etmiştir.[59] Mann'ın ölümünden sonra çalışmalarını devralarak ilerleten Karl Hadank, 1932 yılında bu çalışmaları yaptığı gramer analizleriyle beraber "'Mundarten der Zaza" adıyla kitaplaştırmıştır.[60] Hadank da öncülü Oskar Mann gibi Zazacayı başlı başına ayrı bir dil olarak ele almıştır. Zazacanın modern dilbilim tarihindeki yeri Oskar Mann (1906) ve Karl Hadank'dan (1932) sonra David Neil MacKenzie (1961-95), Gernot Ludwig Windfuhr (1989), Jost Gippert (1996), Ludwig Paul (1998) ve birçok yabancı dilbilimci ve araştırmacı ve uluslararası dil otoriteleri Glottolog[61] ve Ethnologue[18] tarafından incelenmiş olup başlı başına bir Batı İran dili şeklinde tespit edilmiştir.[62]
Dünya Ekonomik Forumu'nun eğitim, ekonomiye katılım, siyasi temsil ve sağlık verileri ile oluşturduğu 2020 yılı Cinsiyet Ayrımı Endeksi'ne göre Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada. Bir diğer deyişle Türkiye, aralarında İran, Pakistan, Suudi Arabistan gibi şeriatla yönetilen ülkelerin ve Mali, Togo ve Gambia gibi gelişmemiş Afrika ülkelerinin bulunduğu 23 ülkeden sonra cinsiyet ayrımının en yüksek olduğu ülke.TüİK verilerine göre Türkiye'de kadınların %57'si mutlu. Erkeklerin ise mutluluk oranı %47,6 seviyesinde.Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranı, kadınların çalışma hayatındaki yerini ifade ediyor, bu oran Türkiye'de % 36.2; OECD ortalaması ise % 63.6. Türkiye sadece üyesi olduğu OECD ülkeleri arasında değil, bütün dünyada kadınların iş gücüne katılım oranının en düşük olduğu birkaç ülkeden biri. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2016 tarihli İnsani Gelişme Raporu'na göre, kadınların işgücüne katılma oranı dünya ortalaması % 49.6 ve Türkiye'dekinin epeyce üzerinde.Türkiye'de kadın işsizliğinin (% 14) OECD ortalamasının (% 9.8) üzerinde olduğunu gösteriyor. Yani Türkiye'deki kadınlar için ciddi bir koruma tehlikesi söz konusu.Kadınların çalışma hayatındaki eşitsiz konumları, ekonomik gelir eşitsizliğine de yansıyor. Kadınların gayri safi brüt milli gelir payları bütün ülkelerde erkeklerinkinden daha düşük. Ama Türkiye'deki toplumsal cinsiyet gelir eşitsizliği OECD ve dünya ortalamalarında görülen eşitsizlikten daha fazla. Türkiye'de kadınlar için kişi başına düşen brüt milli gelir erkekler için olanın % 39.3'ü; OECD ortalaması % 59.6, dünya ortalaması ise % 55.5.
If you beloved this post and you would like to obtain extra details concerning Eskort diyarbakir kindly visit the web site.
Zazacayı dilbilimsel olarak inceleyip detaylı analizini yapan ilk araştırmacı Alman dilbilimci Oskar Mann'dır. 1905/1906 yıllarında Prusya Bilimler Akademisi tarafından batı İrani dillerinin dokümantasyonu ve dilbilimsel analizi için görevlendirilen Oskar Mann Bingöl ve Siverek bölgelerinde kapsamlı Zazaca derlemeler ve dil kayıtları gerçekleştirmiştir. Zazacayı ses bilgisi (fonetik), biçim bilgisi (morfoloji), sözcük bilgisi (leksikoloji), kökenbilgisi (etimoloji) açılarından inceleyen Oskar Mann yaptığı araştırmaların sonucunda Zazacanın Farsça ya da Kürtçenin bir lehçesi olmayıp başlı başına ayrı bir dil olduğunu tespit etmiştir.[59] Mann'ın ölümünden sonra çalışmalarını devralarak ilerleten Karl Hadank, 1932 yılında bu çalışmaları yaptığı gramer analizleriyle beraber "'Mundarten der Zaza" adıyla kitaplaştırmıştır.[60] Hadank da öncülü Oskar Mann gibi Zazacayı başlı başına ayrı bir dil olarak ele almıştır. Zazacanın modern dilbilim tarihindeki yeri Oskar Mann (1906) ve Karl Hadank'dan (1932) sonra David Neil MacKenzie (1961-95), Gernot Ludwig Windfuhr (1989), Jost Gippert (1996), Ludwig Paul (1998) ve birçok yabancı dilbilimci ve araştırmacı ve uluslararası dil otoriteleri Glottolog[61] ve Ethnologue[18] tarafından incelenmiş olup başlı başına bir Batı İran dili şeklinde tespit edilmiştir.[62]
Dünya Ekonomik Forumu'nun eğitim, ekonomiye katılım, siyasi temsil ve sağlık verileri ile oluşturduğu 2020 yılı Cinsiyet Ayrımı Endeksi'ne göre Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada. Bir diğer deyişle Türkiye, aralarında İran, Pakistan, Suudi Arabistan gibi şeriatla yönetilen ülkelerin ve Mali, Togo ve Gambia gibi gelişmemiş Afrika ülkelerinin bulunduğu 23 ülkeden sonra cinsiyet ayrımının en yüksek olduğu ülke.TüİK verilerine göre Türkiye'de kadınların %57'si mutlu. Erkeklerin ise mutluluk oranı %47,6 seviyesinde.Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranı, kadınların çalışma hayatındaki yerini ifade ediyor, bu oran Türkiye'de % 36.2; OECD ortalaması ise % 63.6. Türkiye sadece üyesi olduğu OECD ülkeleri arasında değil, bütün dünyada kadınların iş gücüne katılım oranının en düşük olduğu birkaç ülkeden biri. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2016 tarihli İnsani Gelişme Raporu'na göre, kadınların işgücüne katılma oranı dünya ortalaması % 49.6 ve Türkiye'dekinin epeyce üzerinde.Türkiye'de kadın işsizliğinin (% 14) OECD ortalamasının (% 9.8) üzerinde olduğunu gösteriyor. Yani Türkiye'deki kadınlar için ciddi bir koruma tehlikesi söz konusu.Kadınların çalışma hayatındaki eşitsiz konumları, ekonomik gelir eşitsizliğine de yansıyor. Kadınların gayri safi brüt milli gelir payları bütün ülkelerde erkeklerinkinden daha düşük. Ama Türkiye'deki toplumsal cinsiyet gelir eşitsizliği OECD ve dünya ortalamalarında görülen eşitsizlikten daha fazla. Türkiye'de kadınlar için kişi başına düşen brüt milli gelir erkekler için olanın % 39.3'ü; OECD ortalaması % 59.6, dünya ortalaması ise % 55.5.
If you beloved this post and you would like to obtain extra details concerning Eskort diyarbakir kindly visit the web site.
댓글 달기 WYSIWYG 사용