21.05.2008 günü Saat:14.03’ de Hatice BAHTİYAR/ Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, Hatice’ nin Kızılaydan Genel müdür Ö. isimli şahsın arayarak dosyaları hazırlamalarını istediğini söylediği, kendisinin "Tarhan kitapevine girmiş çocuklar HARBİYELİ ÇOCUKLARDAN ... ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ ARIYORMUŞ BİRİSİNE ORDA SORMUŞ AYNEN ŞUNU SÖYLÜYOR ORDAKİLER BAKINIZ ŞU PROPAGANDAYI DA YAPIYORLAR Toplumsal Dönüşüm Yayınları battı, Şimdi çocuk tabi Harbiye ikinci sınıfta ama Kemal amcasının şeyinden geçmiş onlara demiş ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti batarsa Toplumsal Dönüşüm Yayınları da batar" dediği, Hatice’ nin asker ve vatan, irtica ve terör, Türkiye’ye saldırı iki ay oldu dağıtalı hiç dağıtmamışlar direk iade yaptılar dediği hatırlatılıp sorulunca; Kızılay Genel Müdürü’nün Ö.T. olduğunu, Hatice BAHTİYAR ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların kendisine K.T. isimli bir ajans işi yapan tanıdıklarının zor durumda olduğunu, Kızılay’ın baskı işlerini kime yaptırdığını söyledikleri, bu nedenle Ö.T. ile görüştüğünü, Daha sonra Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Ö.T.’ yı bu iş için görüştürdüğünü, ders verdiği şahıslara Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Şifre Çözüldü isimli kitapları verdiğini, ders verdiği askeri şahıslar da okulda dağıtmak için bu kitabı aradıklarında kitap satan firma ile aralarında bu diyalog geçtiğini, bunu anlattıklarını, askerler de şahsı tanıdığı için bu cevabı verdiklerini,
Tape No:9130, 28.12.2008 günü Füsun ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; FÜSUN'un "...şimdi SİTARE beni geri aradı yarın 12 de bir Anıtkabirleri var" , "Ondan sonrada yola çıkacak yarın akşam sizi evinizden arayacak sabah kaçta Gezi de olacağınızı kararlaştırdiniz" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam ne oldu yönetime mi girmiş" dediği, FÜSUN'un "Yönetim disiplin kuruluna istemiş onu içerdeki bey ona seçilmiş konuşma yapmış gayet iyi bilmiyorum niye disiplin kurulu" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Memnun tamam o zaman" , "Demek disiplin kuruluna geçmişler" dediği, FÜSUN'un "Hıhı Öyle istemiş çünkü o beyefendi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Ondan sonra coşkular bundan şunu çıkartıyoruz ki bir müddet sonra televizyonu da çalıştıracaklar ondan sonra daha öyle mi çıkıyor bunlar " dediği, FÜSUN'un "Evet evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Öyle çıkıyor" dediği, FÜSUN'un "Onu yapmalılar eğer parti kuruyorlarsa" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Başka türlü olmaz yani bir televizyonla anladım kadarıyla Yaşar OKUYAN'la birisi daha genel başkan yardımcısı olmuş" dediği, FÜSUN'un "Bilmiyorum hocam hiç takip etmedim " dediği,
"14.11.2008 Günü Kanal 7 televizyonu İskele Sancak Programı"nda yayınlanan görüntüde, şüphelinin 1992 yılında Almanya'da Terör Örgütü PKK'nm düzenlediği bir festivalde, stadyumda toplanmış yüzlerce kişinin önünde yaptığı konuşmada; "Bugün diyorum. Dünyada en güzel baş Kürt başıdır. Çünkü Kürt başını kaldırıyor. Her yerde bunu söylüyorum. Şu anda sevgili dostlarım; Mezopotamyah olduğum için, Anadolulu olduğum için, Orta Asyalı olduğum için gurur duyuyorum. Selam başkaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına.. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam Kardeşime " gibi kelimeler kullandığı, PKK terör örgütü üyeleri ve elebaşı Abdullah ÖCALAN'ı selamladığı, örgütü ve üyelerini övdüğünün görüldüğü hatırlatılarak, PKK terör örgütünü övmesinin nedeni sorulduğunda; Bu televizyonların kendisi ile ilgili yaptıkları bir kampanyanın yansıması olduğunu, bu tür konuşmaları yaptığı zamanın 1992 yılı olduğunu, bu dönemde Kürtlerin birçok taleplerde bulunduklarını ve baş kaldırdıklarını, Türk halkının ise başını eğmiş vaziyette olduğunu, kendisinin de başını kaldıran insanları sevdiği için "Selam Kürdistan dağlarını, selam başını kaldıran Kürt kardeşime" diye konuşmalar yaptığını, ancak burada Abdullah ÖCALAN'ın aklına hiç gelmediğini ve onu kastetmediğini, PKK Terör Örgütünü de kastetmediğini, o dönem içerisinde Almanya'da bir festival düzenlendiğini ancak ne festivali olduğunu bilmediğini, o dönemin siyası partisi olan HEP yöneticilerinin kendisini davet ettiğini, Here is more info on bu sayfayı ziyaret edin stop by the web site. bunun üzerine stadyumda konuşma yaptığını beyan etmiştir.
Tape No:5013, 04.05.2008 tarihinde saat:21.50 de Erdal S. ile yaptığı görüşmede özetle; M.Ali BALBAY’ ın "…Devam ha,ha devam" dediği, Erdal S.’ nın "Şimdi", "Bu soruşturmayı bu savcı sürdüren" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "Evet" dediği, Erdal S.’ nın "Bu bi garip şekilde telefonla beni çağırdı", "İstanbul ‘da iki saat bizi sorguladı sonra ifadeyi tutanağa geçirmedi katip yok şu bu yok diyerek", "Ben dedim ki bunlar herhalde bize bi çuval örecek Aydınlık Dergisine beyanatta bulundum", "Bu Pazar günkü Aydınlık Dergisinde çıktı Savcı ifademi aldı ama tutanağa geçirmedi diyerek" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "Hı,hı yani kayıt dışı ope kayıt dışı soruşturma yani" dediği, Erdal S.’ nın "Tabi o var bide şu var benim verdiğim ifade lehineydi sanıkların yani sanıkların lehine olan delili toplamamış oldu yani bu çok büyük bi adli hata yani adli suç aslında", "Şimdi Ali Beyle görüştükte Ali K. Başkanımla", "Yani bana dedi ki ya keşke bu haberi Cumhuriyet’e verseydin filan demişti "bende sizleri atlamış olmıyayım diye sizi", "Haber değeri varsa bi okursanız" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "Tabi ki" dediği, Erdal S.’ nın "Gündeme taşıyabiliriz" dediği, M.Ali BALBAY’ ın "Tamam dostum" dediği, Erdal S.’ nın "Oldu efendim" dediği,
댓글 달기 WYSIWYG 사용