İtirafçı olarak bilinen Kahraman Bilgiç'le ilgili olarak; bu şahsın PKK saflarında bölük komutanı görevindeyken kaçıp teslim olduğunu, bölgeyi, terör unsurlarının harekat tarzını ve barınma yerlerini bilmesi nedeniyle Tabur Komutanlağınca organize edilen operasyonlarda klavuz olarak kullanılmak üzere verildiğini, bu şahsın, kendi ismini kullanarak bazı yasal olmayan eylemlere giriştiği iddiasının ise kendi bilgisi dışında olduğunu, haraç alma ve infaz işlemlerinin de kendi taburunun görev sahasında olmasının mümkün olmadığını, zaten böyle birşey yapacak olsa üst komutanlarınca bilineceğini ve hakkında işlem yapılacağını buna rağmen mesleki hayatında ihtar dahi almadığını, Kahraman Bilgiç'i bağımsız herhangi bir görevde kullanmadığını kendisi as birlik komutanı olduğundan Tugay komutanının emri olmadan zaten kullanmasının da mümkün olmadığını, normalde de silahlı kuvvetlerin böyle bir şeye ihtiyacının olmadığını, Ancak Kahraman Bilgiç'in başlangıçta faydalı olmakla birlikte, Taburun mıntıkası dışında iyi niyeti suistimal eden kişisel davranışlara girdiğini duyduğunu, bunu öğrenince de taburuna almadığını, ancak detayı konusunda bilgi sahibi olmadığını, olumsuzluklarını tugay karargahına ve ilgili arkadaşlarına da söyleyerek uzaklaştırdığını,
Maslaktaki Jandarma Alayına götürüldüğünü daha sonra İbrahim Şahin’e anlattığını ve onunda bu işe hayret ettiğini, polis memurlarını İbrahim Şahin’in korumaları olması nedeniyle tanıdığını, cep telefonunu ve arabasını da İbrahim Şahin’in hatırına bu polis memurlarına verdiğini, Maslakta Jandarma Alayında tutulup serbest bırakıldıktan sonra da ara sıra polis memurları Ziya ve Ayhan ile görüşmelerinin olduğunu, Tarık Ümit’in kim olduğunu birkaç defa bu polis memurlarına sorduğunu ve arkadaşımız, onu tanıyoruz diye cevap aldığını, Ayhan Akça’nın adı en son kurye Dilek olayında duyulmasından sonra ağabeylerinin kendisine nasihat ettiğini ve bu polis memurları ile görüşmesini azaltmasını istediğini, bir ağabeyisinin önceleri İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, şimdi ise DYP İstanbul Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Ziya ve Ayhan’ın Ankara’da görevli polis memurları olduğu ancak İstanbul’da oturdukları, polis memurları Ziya ve Ayhan’ın Abdullah Çatlı’dan ve ülkü ocaklarından bazı kişilerle konuşmalar yaptığına tanık olmadığını, ağabeyisinin Abdullah Çatlı’yı tanıması gerektiğini, kendisinin kanunsuz bir işi olmadığını, hayatında ilk defa JİTEM’e gittiğini, ikinci kez de komisyona geldiğini, Ankara’da görevli olan ve genellikle hafta sonlarında İstanbula gelen polis memurları Ayhan ve Ziya’nın Karayolu ile İstanbul’a geldiklerini, Kıbrısla bir ilişkisinin olmadığını, Azerbaycan, Bulgaristan, Tunus ve İtalya’ya birer defa turistik gezi amacıyla gittiğini" belirtmiştir.(Ek:204)
Tape No:6612 27.03.2008 saat:10:32 de Candan ile yaptığı görüşmede özetle; K. AYDIN’ ın "Bodrum Bodrum da bir ev lazım, çocuğumuz bu taşımacılık yapıyor, turizm seyahat acentası taşımacılığı ancak bunlardan havaalanından işte Bodrum a gidip 3-5 kişi alıp getiriyorlar, yalnız bunları bi D-2 belgesi diye bi belge istiyorlarmış, Bu çocukta daha 3-4 senelik bir ııı taşıma acentası çocuk, diyor ki Bodrum havaalanından diyor bizim Konya lı benim bi dostumunda damadı bu çocuk, Abi diyor, orda Emniyet yetkilileriyle konuşsan benim gibi olanları diyor ceza yazmıyorlar, bana her defasında ceza yazıyorlar, yani bana orda bir havaalanındaki bir Emniyet yetkilisi ile diyor görüşmemi sağlasalar durumumu arz etsem diyor, bende bu işten diyor bir ceza verme işinden kurtulsam, yani bunu benim gibi başkaları yapıyor,ama bana ha babam ceza yazıyorlar diyor" dediği Candan’ ın "Çocuğun ismi neydi abi ?" dediği K. AYDIN’ ın "Ali SAPMAZ" dediği Candan’ ın "BEN ŞİMDİ BODRUM KAYMAKAMINA TELEFON EDECEM" dediği, Tape Kayıt No:6613 sayılı görüşmede Candan isimli şahsın K. AYDIN’ ı arayarak Bodrum Kaymakamı ile görüştüğünü ve Bodrum Kaymakamı’ nın A. S. isimli şahsı çağırdığı,
Batılı anlamda denetim ve teftiş, araştırma işlerinin yapılamaması sebebiyle bu tür işlerin ortaya çıktığı görüşüne aynen katıldığını, Emniyet teşkilatında Teftiş Kurulunun kızak yeri olarak kullanıldığını, kariyer sisteminin kesinlikle bulunmadığını, öncelikle bunun kurulması gerektiğini, birçok müfettişin fezleke yazmayı bile bilmediğini, orasının bilindiği gibi bir teftiş kurulu olmadığını, her devirin değişmesinde korunanların teftiş kuruluna, daha az korunanların APK.’na alındığını, Osmanlı’dan bu yana Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilenlerin emniyet dışından olduğunu, emniyetçilerin Genel Müdürlüğe son zamanlarda tam bir sistemle hakim olduklarını, Mülki idareden koptuklarını, ancak hem mülki idareye hemde TBMM’ne belli dönemde lüzumundan fazla bir şekilde geldiklerini. Emniyetçinin Emniyet Genel Müdürü olduğu dönem, bu son zamanlarda olduğunu, kadrosunun bile büyük kavgalarla kendisi tarafından Vali-Emniyet Müdürü olarak çıkarttığını, Vali olmadan Emniyet Genel Müdürü olunmasının önüne geçilmek istenildiğini, ancak emniyetçi klikin bu defada Vali olarak onu kırdığı ve Genel Müdürlüğe geldiğini, şu anda Genel Müdürlükte Alaattin Beyin bulunmasının son derece güzel bir şans olduğunu, mülki idareden geldiğini vce son derece dürüst olduğunu, dezavantajının Emniyet hakkındaki genel bilgisizliği olduğunu,
If you have any concerns about exactly where and how to use escort bayan diyarakır hizmeti, you can speak to us at our internet site.
Maslaktaki Jandarma Alayına götürüldüğünü daha sonra İbrahim Şahin’e anlattığını ve onunda bu işe hayret ettiğini, polis memurlarını İbrahim Şahin’in korumaları olması nedeniyle tanıdığını, cep telefonunu ve arabasını da İbrahim Şahin’in hatırına bu polis memurlarına verdiğini, Maslakta Jandarma Alayında tutulup serbest bırakıldıktan sonra da ara sıra polis memurları Ziya ve Ayhan ile görüşmelerinin olduğunu, Tarık Ümit’in kim olduğunu birkaç defa bu polis memurlarına sorduğunu ve arkadaşımız, onu tanıyoruz diye cevap aldığını, Ayhan Akça’nın adı en son kurye Dilek olayında duyulmasından sonra ağabeylerinin kendisine nasihat ettiğini ve bu polis memurları ile görüşmesini azaltmasını istediğini, bir ağabeyisinin önceleri İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, şimdi ise DYP İstanbul Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Ziya ve Ayhan’ın Ankara’da görevli polis memurları olduğu ancak İstanbul’da oturdukları, polis memurları Ziya ve Ayhan’ın Abdullah Çatlı’dan ve ülkü ocaklarından bazı kişilerle konuşmalar yaptığına tanık olmadığını, ağabeyisinin Abdullah Çatlı’yı tanıması gerektiğini, kendisinin kanunsuz bir işi olmadığını, hayatında ilk defa JİTEM’e gittiğini, ikinci kez de komisyona geldiğini, Ankara’da görevli olan ve genellikle hafta sonlarında İstanbula gelen polis memurları Ayhan ve Ziya’nın Karayolu ile İstanbul’a geldiklerini, Kıbrısla bir ilişkisinin olmadığını, Azerbaycan, Bulgaristan, Tunus ve İtalya’ya birer defa turistik gezi amacıyla gittiğini" belirtmiştir.(Ek:204)
Tape No:6612 27.03.2008 saat:10:32 de Candan ile yaptığı görüşmede özetle; K. AYDIN’ ın "Bodrum Bodrum da bir ev lazım, çocuğumuz bu taşımacılık yapıyor, turizm seyahat acentası taşımacılığı ancak bunlardan havaalanından işte Bodrum a gidip 3-5 kişi alıp getiriyorlar, yalnız bunları bi D-2 belgesi diye bi belge istiyorlarmış, Bu çocukta daha 3-4 senelik bir ııı taşıma acentası çocuk, diyor ki Bodrum havaalanından diyor bizim Konya lı benim bi dostumunda damadı bu çocuk, Abi diyor, orda Emniyet yetkilileriyle konuşsan benim gibi olanları diyor ceza yazmıyorlar, bana her defasında ceza yazıyorlar, yani bana orda bir havaalanındaki bir Emniyet yetkilisi ile diyor görüşmemi sağlasalar durumumu arz etsem diyor, bende bu işten diyor bir ceza verme işinden kurtulsam, yani bunu benim gibi başkaları yapıyor,ama bana ha babam ceza yazıyorlar diyor" dediği Candan’ ın "Çocuğun ismi neydi abi ?" dediği K. AYDIN’ ın "Ali SAPMAZ" dediği Candan’ ın "BEN ŞİMDİ BODRUM KAYMAKAMINA TELEFON EDECEM" dediği, Tape Kayıt No:6613 sayılı görüşmede Candan isimli şahsın K. AYDIN’ ı arayarak Bodrum Kaymakamı ile görüştüğünü ve Bodrum Kaymakamı’ nın A. S. isimli şahsı çağırdığı,
Batılı anlamda denetim ve teftiş, araştırma işlerinin yapılamaması sebebiyle bu tür işlerin ortaya çıktığı görüşüne aynen katıldığını, Emniyet teşkilatında Teftiş Kurulunun kızak yeri olarak kullanıldığını, kariyer sisteminin kesinlikle bulunmadığını, öncelikle bunun kurulması gerektiğini, birçok müfettişin fezleke yazmayı bile bilmediğini, orasının bilindiği gibi bir teftiş kurulu olmadığını, her devirin değişmesinde korunanların teftiş kuruluna, daha az korunanların APK.’na alındığını, Osmanlı’dan bu yana Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilenlerin emniyet dışından olduğunu, emniyetçilerin Genel Müdürlüğe son zamanlarda tam bir sistemle hakim olduklarını, Mülki idareden koptuklarını, ancak hem mülki idareye hemde TBMM’ne belli dönemde lüzumundan fazla bir şekilde geldiklerini. Emniyetçinin Emniyet Genel Müdürü olduğu dönem, bu son zamanlarda olduğunu, kadrosunun bile büyük kavgalarla kendisi tarafından Vali-Emniyet Müdürü olarak çıkarttığını, Vali olmadan Emniyet Genel Müdürü olunmasının önüne geçilmek istenildiğini, ancak emniyetçi klikin bu defada Vali olarak onu kırdığı ve Genel Müdürlüğe geldiğini, şu anda Genel Müdürlükte Alaattin Beyin bulunmasının son derece güzel bir şans olduğunu, mülki idareden geldiğini vce son derece dürüst olduğunu, dezavantajının Emniyet hakkındaki genel bilgisizliği olduğunu,
If you have any concerns about exactly where and how to use escort bayan diyarakır hizmeti, you can speak to us at our internet site.
댓글 달기 WYSIWYG 사용